Ah Bir Başlasam!

0
1504
başlamak
başlamak

Uzun bir aradan sonra yeni dönemde yeni yazılarla merhaba, yine yeni yeniden…:)

Yeni bir döneme başladığımız için başlangıçlardan bahsetmek istiyorum bugün. Arzu edilen, düşünülüp duran, planlanan ama zor geldiği için ertelenen adımlardan.

Yeni başlangıçlar zordur insan hayatında çünkü içinde olduğunuz durumdan ne kadar rahatsız olsanız bile alışkanlık sebebi ile garip bir konforu vardır. O rahatsız konfor alanında kalmak yeniliğe tercih edilir genelde. Önemli konularda belirsizlik korkutur, gündelik konularda ise sadece ‘zor gelir’. Spora başlamak zor gelir, kursa başlamak zor gelir, bir konu ile ilgili çalışmaya başlamak zor gelir,… Ve bu sebepten birçok şey ertelenir durur.

Halbuki ilk adım atıldıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir genelde. Zaten tam da bu sebepten denir “Başlamak bitirmenin yarısıdır” diye. Teknik manada yarısı olmasa bile motivasyon ve içsel güç anlamında yarısıdır gerçekten. Çünkü başlamadan önce zor gelen her neyse ilk adımı attıktan sonra kolaylaşıverir birden.

Ve gerisi hızlıca ilerler. İlerledikçe şevk artar, keyif artar, motivasyon artar. Yeni alışkanlık oturdukça da kişideki ‘yapabiliyorum’ inancı güçlenir.

Aslında her şey o ilk adımla başlar.

Koçluk çalışmalarına başlamak isteyen kişilerle mail veya telefon yoluyla görüşme yaparım önce. O görüşmeler sırasında çok yüksek bir oranda görüştüğüm kişinin çalışmalara başlayıp başlamayacağını tahmin ederim sözlerinden ve enerjilerinden. Kimisi değişime istekli ve kararlıdır, kimisi ise aslında isteklidir ama bir türlü karar verip ilk adımı atamaz ve bir sürü bahaneler üretir. Halbuki en kötü karar kararsızlıktan ve ertelemekten iyidir.

En kötü ne olabilir ki zaten? Size göre olmadığını fark ettiğiniz zaman bırakırsınız olur biter. Spora başladınız ama keyif almadığınızı fark ettiniz, bırakırsınız. Yeni bir kursa başladınız ama size hitap etmedi, bırakırsınız. Yeni bir çalışmaya başladınız ama hoşunuza gitmedi, bırakırsınız. Hatta bir ilişkiye başladınız ama anlaşamadınız, onu da bırakırsınız. Ama eğer hiç başlamazsanız, ‘keşke başlasaydım’ düşüncesini zihninizden kolay kolay bırakamazsınız.

Trafikte de böyledir genelde. En tehlikeli şoför tipi acemi olan değil kararsız olandır. Acemi olan kendini bilir ve ona göre hareket eder ama kararsız olanın ne yapacağını tahmin edemediğiniz için siz de ne yöne gideceğinizi bilemezsiniz.

Aklınızda her ne varsa, sadece başlayın. Adım adım ilerleyin, beğenmediniz noktada durun ve yön değiştirin ama başlayın. Bir adım atmanız yeterli çünkü tüm yolculuklar ilk adımla başlar ve yol yürüdükçe kendiliğinden aydınlanır.

Hepimize harika başlangıçlar ve ışıklı yollarda yürüdüğümüz güzel bir dönem diliyorum.

Sevgiyle kalın.

 

HENÜZ YORUM YOK

CEVAP VER

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.